Dini Bilgiler Ansiklopedisi
Dinimizin Sehitlere Verdigi Onem
DİNİMİZİN ŞEHİTLERE VERDİĞİ ÖNEM
Muhterem Müslümanlar!
Yüce dinimiz can, mal, din akıl ve neslin korunmasına son derece önem vermiş, bu değerleri yaşattığımız vatan savunmasını dini bir görev saymıştır Rabbimiz bu uğurda hayatlarını feda edenlere şehitlik makamını layık görmüştür
Aziz Mü’minler!
Misafir olarak geldiğimiz şu dünya hayatında; namusumuzu, haysiyetimizi koruyabilmemiz, dini vecibelerimizi en güzel şekilde yerine getirebilmemiz, ancak bağımsız bir vatan üzerinde yaşamamızla mümkün olabilir Bu sebeple mensubu olmakla şereflendiğimiz İslam dini, vatanı korumayı, gerektiği zaman malımızı canımızı bu uğurda feda etmeyi bizlere emretmiştir
Konuyla ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:“Sizinle savaşanlara karşı, Allah yolunda siz de savaşın Ancak aşırı gitmeyin Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez”[1] Peygamberimiz (sav) de bir hadisi şeriflerinde “ Siz düşmanla karşılaşmayı dilemeyiniz; Allah’tan afiyet isteyiniz Düşmanla karşılaştığınız zaman da sabır ve gücünüzle karşı koyunuz”[2] buyurarak
Vatanımızı korumamız gerektiğinde üzerimize düşen görevi en güzel şekilde yerine getirmemiz gerektiğini bildirmiştir
Muhterem Müslümanlar!
Dinimiz vatan ve mukaddesat için gerektiği zaman canımızı feda etmeyi bizlerden istemiş, bu uğurda hayatını kaybedenleri ise; hiç kimsenin çalışmayla, parayla pulla elde edemeyeceği, rütbelerin en yücesi olan şehitlik mertebesiyle müjdelemiştir
Kur’an-ı Kerim de: “Allah yolunda öldürülenleri (şehitleri) sakın ölüler sanma Bilakis onlar diridirler Rableri katında, Allah’ın lütfunden kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehit olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler” [3] buyrulmuş; Peygamberimiz (sav) de bir hadisi şeriflerinde şehitliğin derecesi ve şehitlerin göreceği mükâfattan bahsederken “Hiç kimse cennete girdikten sonra–bütün dünyaya sahip olsa bile- tekrar dünyaya geri dönmek istemez Yalnız şehitler, erdikleri nimetler sebebiyle dünyaya dönüp, on defa şehit olmayı arzu ederler”[4] buyurmuşlardır
Değerli Kardeşlerim!
Bu gün sahip olduğumuz bu cennet vatanı, kahraman ecdadımız, Allah ve Rasülünün emirlerini yerine getirme, şehitlik mertebesine erişip bu müjdelere nail olma inanç ve gayesiyle, Çanakkale’de ve diğer cephelerde mallarını ve canlarını feda ederek bizlere miras bırakmışlardır Bizler de bu emanete ihanet etmemek için çalışmalı, gerektiğinde canımızı dahi ortaya koyabileceğimiz bir imana sahip olmalıyız
Bu duygu ve düşüncelerle aziz vatanımızı ve şanlı bayrağımızı canları ve kanları pahasına koruyup bizlere emanet eden, tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle yad ediyor, hutbemi bir hadisi şerif meâliyle bitirmek istiyorum:“İki göze ateş dokunmayacaktır Biri Allah korkusundan ağlayan göz; diğeri de Allah yolunda, gece vakti (karakol) bekleyen (nöbet tutan) ve düşman gözleyen göz”[5]